Bisikletiyle Kaçak Geçip Hacca Giden Mehmet Neşet Öz, 1911 yılında Düzce’de dünyaya gelmiş, ancak hayatı küçük yaşta babasının şehit düşmesiyle dramatik bir hal almıştır. Öksüz ve yetim kalan Mehmet Neşet, akrabalarının desteğiyle büyümüş ve eğitimini tamamlamıştır. Memleketindeki imamlık görevinin ardından, Adapazarı Hendek Kargalı Hanbaba köyüne yerleşmiş ve burada hayatına devam etmiştir.
Müftülük tarafından görevlendirilen Mehmet Neşet Öz, Türkiye’nin çeşitli şehirlerini dolaşarak gezici vaizlik yapmıştır. Bu süreçte birçok zorluğa göğüs germiş, hatta bisikletiyle bir kaza geçirmiş olmasına rağmen, bisiklet sevgisinden vazgeçmemiştir. Her seferinde ayağa kalkıp yoluna devam etmiş, bisikletini bir tutku haline getirmiştir. Yolda geçirdiği kazaya rağmen, Hercules marka yeni bir bisiklet alarak Türkiye’nin dört bir yanını bisikletiyle gezmeye devam etmiştir. Bisikletinin tamiratını kendisi yapmış, bu özel aracıyla birçok şehirde vaazlar vermiştir.
Hikayemizin doruk noktası, 1964 yılında Mehmet Neşet Öz’ün Hacca gitme kararı almasıyla aydınlanır. O dönemde sınırların daha katı olduğu bir zamanda, Neşet amca, sadece 66 lira ile yola çıkar. Ancak, Cilvegözü Sınır Kapısı’nda, parasının yetersiz olduğu gerekçesiyle karşılaştığı engel, onu pes etmeye zorlamaz. Kararlılıkla Hac görevini yerine getirmek isteyen Mehmet Neşet Öz, bisikletini sınırı aşarak Ürdün ve Suriye üzerinden Amman’a ulaşır. Bu sıra dışı ve cesur hareket, sadece kendi inancının gücüne değil, aynı zamanda insanın kararlılığının ve azminin neleri başarabileceğine dair bir ilham kaynağıdır.
Neşet amca, kendi çizdiği yolda, sınırları aşan bir mücadele verir. Cilvegözü Sınır Kapısı’nda yaşadığı zorluklara rağmen, sadece inancına dayanarak engelleri aşar. Bu noktada, sadece bir hac görevlisi değil, aynı zamanda sınırların ötesinde bir özgürlük mücadelesi veren bir simge haline gelir. Bu olay, sadece onun değil, aynı zamanda izleyenlerin de inançlarını sorgulamalarına ve hayatta karşılaştıkları engelleri aşma konusunda ilham almalarına neden olur. Bu cesur hareketi, birçok kişinin dikkatini çekmiş ve Hürriyet Gazetesi tarafından haberleştirilmiştir. Savcılık sürecinde, Neşet amca, ‘Bu suçsa ben Beytullah’ı görmeye gittim. Gavur olmaya gitmedim ya, ne yaparsanız yapın’ diyerek cezasına razı olmuştur.
27 gün cezaevinde kaldıktan sonra beraat eden Mehmet Neşet Öz, bisikletiyle köyüne dönmüş, Hac görevini başarıyla tamamlamanın gururunu yaşamıştır. Uzak akrabalarının ve köylülerinin öngörülerine rağmen, kendisine hep “Yollarda ölecek, ölüm haberi gelecek” dedikleri bir adamın huzurlu bir şekilde vefat etmesi, gerçek bir yaşam hikayesinin destansı sonudur. 19 Şubat 1976’da yatağında hayata veda eden Mehmet Neşet Öz için dualarımızı eksik etmiyor, Allah rahmet eylesin diyoruz. Bu unutulmaz hikaye, sadece Türk hududu dışında değil, aynı zamanda azim ve kararlılıkla dolu bir ömür serüvenidir.