Osmanlı İmparatorluğu’nda eğitim, genellikle medrese ve mektep gibi iki ana kurumda gerçekleşirdi. Ancak, medrese ve mektep dışında da çeşitli eğitim kurumları bulunmaktaydı. Medrese, İslam ilimleri üzerine odaklanan bir yükseköğrenim kurumu iken mektep, daha çok temel okuma, yazma ve aritmetik gibi konuları içeren ilkokul seviyesindeki eğitimi ifade ederdi. Bu kurumların yanı sıra, askeri okullar, teknik okullar ve özel öğretmenler de Osmanlı eğitim sistemini oluşturan diğer unsurlardı. Bu çeşitli eğitim kurumları, toplumun farklı kesimlerine hitap ediyor ve Osmanlı İmparatorluğu’nda eğitimde çeşitliliği sağlıyordu.
Maârif Nizamnamesi ülke çapında
Osmanlı İmparatorluğu’nda eğitimde önemli bir dönem olan Tanzimat Reformları, toplumsal ve eğitimsel değişimleri beraberinde getirdi. Bu reformlar arasında yer alan ve Osmanlı eğitim sistemini düzenlemeyi amaçlayan önemli bir belge, Maârif Nizamnamesi’dir. Maârif Nizamnamesi, 1847 yılında II. Mahmut tarafından yürürlüğe konmuş ve Osmanlı eğitim sisteminde önemli değişikliklere yol açmıştır.
Maârif Nizamnamesi’nin getirdiği düzenlemeler arasında, eğitim kurumlarının sınıflandırılması ve bu kurumların belirli standartlara göre açılması da bulunmaktadır. Nizamname, ülke genelinde farklı seviyelerde eğitim sağlamak üzere çeşitli okul türlerinin kurulmasını öngörmüştür.
Bu okullardan biri de Sıbyan Mektepleri’dir. Sıbyan Mektepleri, temel eğitim kurumları olarak kabul edilir ve Tanzimat Dönemi sonlarına kadar Osmanlı toplumunda önemli bir yer tutmuştur. Bu okullar, çocuklara temel okuma, yazma, dini bilgiler ve temel aritmetik öğretilerini içeriyordu. Sıbyan Mektepleri, genellikle cami avlularında veya camiye bağlı olarak faaliyet gösterir ve çocuklara erken yaşta eğitim fırsatı sunarak toplumun geniş bir kesimine ulaşırdı.
Rüştiye, İdadi ve Sultani okulları ise Maârif Nizamnamesi ile ortaya çıkan diğer eğitim kurumlarıdır. Rüştiye okulları, ortaöğrenim seviyesindeki okulları ifade ederken, İdadi okulları daha üst düzeyde bir eğitim sunmayı amaçlamıştır. Sultani okulları ise en üst düzeydeki eğitimi sağlayan kurumlardı ve genellikle devlet adamları, bürokratlar ve bilim insanları yetiştirmeyi hedeflerdi.
İstanbul’da ise Maârif Nizamnamesi, eğitim kurumlarına ayrı bir vurgu yapmış ve önemli okulların kurulmasını öngörmüştür. Darülfünun, yükseköğrenim seviyesinde bir kurum olarak öne çıkmış ve bilim, edebiyat, tıp gibi alanlarda eğitim vermiştir. Darülmuallimin ve Darülmuallimat, öğretmen yetiştirmeyi amaçlayan kurumlardı. Kız Rüştiyeleri ise kız çocuklarına ortaöğrenim seviyesinde eğitim sunan okullardı.
Bu düzenlemeler, Osmanlı eğitim sistemindeki geleneksel yapıyı modernize etmeyi ve daha geniş bir kesime eğitim fırsatları sunmayı hedefliyordu. Ancak, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerindeki siyasi ve ekonomik sorunlar, eğitim reformlarının tam anlamıyla başarılı olmasını engellemiştir. Yine de, Maârif Nizamnamesi, Osmanlı İmparatorluğu’nda eğitimde önemli bir dönüşümün başlangıcını temsil etmiştir.